Geçtiğimiz hafta nerdeyse tüm ulusal ve yerel basın Akdeniz Üniversitesi’nde ‘PROTON KANSER TEDAVİ MERKEZİ’ projesini yayınlamıştı ve bu projeye FETÖ’nün engel olduğu yönünde de iddialar bulunmaktaydı.

Bu haberde adı geçen, Proton Kanser Merkezi Projesi’nin mimarlarından ve Türkiye’nin sayılı Kanser uzmanlarından olan Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz’un tüm mücadelesinin, son anda FETÖ’nün engel olduğu bu Proton Projesinin Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nde tekrar hayata geçirilmesi yönünde olduğu biliniyor. Dünyanın en gelişmiş ışın tedavi (radyoterapi) yöntemi olan Proton tedavisinin kanserli bölgelere nokta atış yaptığını, tümöre mükemmel bir doz verirken, normal dokulara neredeyse “sıfır” doz verdiğini, Türkiye için de çok büyük bir gelir getirici faaliyet olacağını belirten Prof. Dr. Yavuz, Yayın-atıf indexi (H-Index) denilen bilimsellik düzeyi ölçütü bakımından Türk Radyasyon Onkolojisi camiasında halen en üst sırada yer alan çok değerli bir bilim adamı.

Basında çıkan “Proton Merkezine FETÖ Engeli” haberlerinden sonra, bazı ulusal haber kaynaklarını ve müdürlerini arayan Rektör Mustafa Ünal, habere istinaden tekzip yayınlamak yerine, habere konu olan ve FETÖ’nün engel olduğu Proton Merkezi Projesi’ni hayata geçirme mücadelesi veren bilim adamı Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz’u dedikodu yöntemiyle karalamayı yeğlemiş. İddialara göre Rektör Ünal, “Protona FETÖ Engeli” haberini yayınlayan Ulusal gazete haber müdürlerini bizzat arayarak, Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz’u ve Proton Projesini itibarsızlaştırmak adına, Yavuz’un Ak Partili bile olmadığını (sanki herkes Ak Partili olmak zorundaymış gibi), aslında zaten kendisi (yani Rektör M. Ünal) tarafından KHK ile ihraç edilmiş biri olduğunu ve hatta Cumhurbaşkanı’na hakarette bulunmuş biri olduğunu iddia etmiş.

Prof. Ali Aydın Yavuz’un tamamen Türkiye’nin, Antalya’nın ve Akdeniz Üniversitesinin menfaatleri adına; mesulü olduğu Kanser hastaları ve Evrensel Bilim adına vermekte olduğu mücadeleyi itibarsızlaştırmak için Rektör Mustafa Ünal’ın adeta panik içinde bizzat gazete yöneticilerini arayıp, iftira ve ithamlarda bulunmasının arkasında yatan gerçekleri de iyi okumak lazım…

Tekzip Yayınlamak Yerine Kişisel Karalama…

Hem Rektör, hem de Profesör olan, yani en azından bir bilim adamı vasfı ile hareket etmesi gereken Mustafa Ünal’ın ilgili basın mevzuatlarına uygun teknik bir izahta bulunamayıp, tekzip de yayınlayamayacağı ve aksini de ispat edemeyeceği bir takım tuhaf iddialar yapmasının arkasında acaba nasıl bir sıkıntı yatıyor?.

Geçmişte Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı eşi Prof. Dr. Melek Yavuz ile birlikte hastaların tedavisinin yarım kalmasından dolayı, FETÖCÜ olduğu iddia edilen cihaz şirketi ile hukuki mücadeleye girişen Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, eşiyle birlikte FETÖ ile mücadele ederken, FETÖCÜ ilan edilen mağdurlardan...

resim226435

FETÖ’yle Mücadele Ederken FETÖCÜ İlan Edilmek…

Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, eşi Prof. Dr. Melek Yavuz ve bölümündeki diğer Kanser Personeli ile birlikte Savcılığa başvurup FETÖ ile mücadele pozisyonuna geçer geçmez, bizzat yeni Rektör Mustafa Ünal’ın yönetiminde organize ve seri kumpaslara uğramış. Hatta Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz’un “tek bir iltisakı” bile olmadığı halde “en az 4 iltisakı olan” FETÖ’cü amirlerce KHK listesine adı eklenerek FETÖ’den ihraç edilmesi kumpası bile yapılmış. Yani FETÖ’cülerce FETÖ’cü ilan edilen Prof. Dr. Aydın Yavuz, çok sayıdaki FETÖ mağdurlardan biri olmuş.

Daha da önemlisi, hem eski Rektör İsrafil Kurtcephe hem de yeni Rektör Mustafa Ünal’ın “FETÖ      üyesi/yöneticisi veya FETÖ iltisaklısı/irtibatlısı” olduklarına dair çok sayıda bilgi ve belge ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına müşteki ve tanık olarak, Suç Duyurusu yapma cesaretini gösterebilmiş sayılı akademisyenlerden biri de Prof. Dr. Aydın Yavuz.


İşi gücü bırakıp yerli ve milli bilim adamlarıyla uğraşan Rektör Mustafa Ünal’ın sıkıntısının altında, bir gün tüm gerçeklerin ortaya çıkacağı, kumpasların ve kumpasçıların deşifre olacağı, yani keser ve sapın dönüp, hesap verilecek günlerin de yaklaşmakta olduğu mu yatıyor?

Rektör Mustafa Ünal’ın (aynen İsrafil Kurtcephe dönemindeki yöntemlerle) sıkışınca Üniversite’de meydana gelen pek çok ciddi sorunu suni gündemlerle gölgelediği iddia edilmekte. Mesela, hasbel kader tutmuş ve zaten o ameliyat tarihindeki birçok etik ve hukuki kurallar da delinerek yapılmış bir yüz nakli olayının (ki nihayetinde parça pinçik bir yüz şeklinde, estetik görünümden çok uzak bir ameliyat bu) abarta abarta devamlı parlatıldığı; İsrafil Kurtcephe döneminden beri yapıldığı şekilde ve o dönemin de aynen devamı şeklinde; Mustafa Ünal yönetiminin de her sıkıştığı zamanda bu yüz nakilcisi kişiyi ve yüz nakli olayını devamlı ısıtıp ısıtıp medyaya servis ettikleri, bu şekilde ciddi sorunları ve gerçekleri kamuoyu gündeminden düşürmeye çalıştıkları, bu yüz naklinden sonra hatalı yapılmış diğer birçok ameliyatın ve bu ameliyatlarda ölen veya yan etkiler nedeniyle yaşam kaliteleri çok bozulmuş olan hastaların da kamuoyundan saklandığı iddiaları ayyuka çıkmış durumda.

Rektör Mustafa Ünal’ın başka bir gündem değiştirme ve suni gündem yaratma taktiği de şu şekilde belirtiliyor: Yazılı veya sosyal medyada Rektör Mustafa Ünal’ın hakkında FETÖ üyesi/yöneticisi veya FETÖ iltisaklısı/irtibatlısı olduğu yönünde veya Rektör’ün Akdeniz Üniversitesini hiç iyi yönetemediğini ortaya koyan tarzda herhangi bir yeni haber çıktığında, Rektör Mustafa Ünal’ın bazı troll öğrencilerle twitter’da hemen şakalaşmalar yapma taktiğine geçtiği, Rektörlükçe evelden beri sırtı sıvazlanan bazı seçmece öğrencilerle sık sık gülücüklü “selfie”ler çekerek basına “en sempatik rektör” “en kral rektör” başlıklı imaj haberleri yazdırmakla suni gündem oluşturduğu gözle görülüyor. Rektör Ünal hakkında Bimer’e ve Cimer’e de pek çok suç duyurusunda da bulunulmuş. Ünal hakkında bulunulan şikâyetlerin arasında, seçim öncesinde iktidarın hizmetlerini kötüleme çabaları da bulunmakta.
İşte seçim öncesi hükumetin hizmetlerinin karalandığını düşünen bir hastanın Bimer ve Cimer e yaptığı, Ünal’ın ilgilenmesi gereken bir şikayet:
resim175637



Asli görevi ve haddi de olmadığı halde, Proton Kanseri merkezi ile ilgili haberde adı geçen saygın bilim adamı Prof. Ali Aydın Yavuz’un Ak Partili bile olmadığını (sanki herkes AK Partili olmak mecburiyetindeymiş gibi) bizzat gazete yöneticilerine telefon edip söylediği iddia edilen Rektör Ünal, kendisinin hükümetle ters düştüğü durumları unuttu anlaşılan.

Ünal’ın İktidara Yaranma Çabası

Örneğin, benim ilk aklıma gelen: ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’de Esed güçlerine düzenlediği hava operasyonu sonrasında Rektör Mustafa Ünal “Haçlı Koalisyonu Suriye’yi vurmaya başladı. Rabbim bu mübarek gecenin hatırına, masumların, mazlumların ve Müslümanların yardımcısı olsun” şeklinde bir twit atmıştı. Ancak, daha sonra Hükümet ve Külliye ’den gelen açıklamalar Esed’e yapılan bu operasyonu destekler nitelikteydi. Bunun üzerine, Rektör Ünal’ın twitinin altına o çok sevdiği troll öğrenciler bile: “hocam hükümetle ters düştünüz, başınız belaya girmesin, o twitinizi silin” vb. yorumlar ve bazı alaycı twitler atınca, daha sonra Rektör 180 derece çark edip o twitini silmek zorunda kaldı. Hemen sonra da Hükümet, AA, Külliye’nin bu operasyonu destekleyen açıklamalarını re-twitler yaparak hükümete ve külliyeye şirin gözükmeye çalışmıştı. İşte silinmeden önce binlerce kişi tarafından okunan, öğrencilerce bile espri konusu olan o meşhur twit ve akabinde gelen yorumlar:

resim435642 resim444871

resim620803 resim312238

resim384460

Yüz Naklini Parlatıp Pek Çok Sıkıntıyı Gölgeledi!

İşi gücü bırakıp bilim adamlarıyla uğraşan Rektör Mustafa Ünal, Üniversite’de meydana gelen pek çok gerçek sorunu suni gündemlerle gölgelemektedir. Hasbel kader tutmuş bir yüz naklini (ki yüz parça pinçik ve estetik görünümden uzak) parlatarak, ardından gelen, hatalı yapılmış ameliyatları saklayan Ünal hakkında Bimer’e ve Cimer’e de pek çok suç duyurusunda bulunulmuş. Mesela açıkça suç teşkil eden ve sadece şov ve reklam adına “aynı anda yapılan iki kol bir bacak” ameliyatı sonucu boşu boşuna ve göz göre göre sebep olunan taksirli hasta ölümü gibi. Yine özellikle Ünal döneminde ortaya çıktığı iddia edilen borç batağı konusunda acilen tedbir alınması gerekmektedir.



Kaynak: Banu Barlas