Covit 19 virüsünün öldürücü etkisinin yegâne sebebi, hiç görülmemiş bu mikroba karşı bünyelerinin bağışıklığının olmaması. Bu sebeple koronaya yakalanmamak veya yakalandıktan sonraki süreçte vücudun direncini arttırıp virüsü yenebilmek için bağışıklığımızı kuvvetlendirecek etmenler son derece önem arz etmekte.

Ülkemizde Coronavirüs teşhisi koyulan kişilerde ortaya çıkmış en yoğun belirtiler şöyle:

Ateş
Kuru öksürük
Boğazda kaşıntı
Boğazda kuruluk
Nefes darlığı
Koku ve tat kaybı

Korona teşhisi koyulan hastalarımıza verilen tedavinin ise şu şekilde olduğu biliniyor:

C vitamini
E vitamini
10:00 -11:00 arasındaki güneş ışığı ile 15-20 dakika boyunca alınması gereken doğal D vitamini
Günde bir yumurta(Yumurta sarısının içerdiği yoğun folik asit bağışıklığı sağlamlaştırmak için son derece mükemmel bir besin)
Günde 7-8 saat dinlenme
Günde 1,5 – 3 lt su…

Corona virüsü yenmek için sözü geçen yegâne etmen vücudun PH seviyesinin yükseltilmesi. PH seviyesinin yükselmesi de alınacak gıdalara bağlı. Yine PH seviyesini vücutta dengede tutan gıdalar ise alkali gıdalar…

Korona ile baş etmenin yegâne yolu olan alkaliyi Akdeniz Medya Grup olarak sizin için araştırdık.

Alkali beslenme nedir?
Alkali beslenme, bilimsel bir teze dayanarak yola çıkıyor ve vücudun pH dengesinin beslenme yoluyla değiştirilebileceği düşüncesine odaklanıyor. Bunun da asidik yiyeceklerin yerine alkali yiyecekler tüketerek mümkün olduğunu ileri sürüyor. Peki, alkali beslenme vücut sağlığı açısından neden önemli?

Alkali beslenme savunucularına göre vücudumuzdaki hücrelerin biyolojik olarak ideal hali, kan serumunun pH değerinin 7.4’ün altında olmasını gerektirmektedir. Asit yükü arttığında hücreler ve organlar zarar görmektedir. Bu da domino taşı etkisiyle genel sağlığın bozulmasına neden olmaktadır. Ancak özellikle sanayileşmenin artmasıyla değişen çevresel faktörler nedeniyle vücudun alkali dengesini korumak çok da kolay olmuyor. İşte, tam olarak bu noktada devreye alkali beslenme giriyor ve asidik yiyecekleri alkali besinlerle değiştirerek kandaki pH dengesini sağlıyor. Kısacası, alkali beslenme vücuttaki asit yükünün artmasını engelleyerek ve alkali dengeyi koruyarak olası sağlık problemlerinin önüne geçiyor.



Alkali beslenmenin faydaları nelerdir?

Vegan, vejetaryen ve glutensiz beslenmeye son derece uygun bir sağlıklı beslenme yaklaşımı olan alkali beslenmenin kilo vermeye ya da kilo kontrolü sağlamaya yardımcı olduğu biliniyor. Fakat alkali beslenmenin tek faydası kilo kontrolü değildir. Uzmanlara göre alkali beslenmenin diğer faydaları şunlar;
•     Bağışık sistemini güçlendirir.
•     Kalp ve damar sağlığına destek olur.
•     Kas ve kemik sağlığının korunmasına yardımcı olur.
•     Cilt sağlığını destekliyor ve akne, egzama gibi cilt sorunlarında iyileşme sağlar.
•     Sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.
•     Vücuttaki asit yükünün azalmasıyla birlikte alkali beslenenler kendilerini daha zinde hisseder.

Alkali beslenme nasıl olur?

Alkali beslenmenin ilk adımı beslenme düzeninde %80 alkali gıdalara, %20 asidik gıdalara yer verilmesidir. Yediğimiz birçok meyve ve sebze kendi içinde doğal asit barındırır, bu yüzden hiç asidik besin tüketmemek mümkün değildir. Önemli olan, yenilen her asidik yiyeceğin ya da içeceğin yanında onu alkali hale getirecek ya da bedenimizde takviye görevi görecek besinleri ek gıda olarak tüketmenizdir. Hayvansal gıdaları en aza indirmek, işlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan uzak durmak, alkol ve tütün tüketimini sonlandırmak, asitli içeceklerden uzak durmak alkali beslenmenin temel prensipleri arasında yer alır.

resim459579


Alkali beslenme için alkali su tüketimi neden önemlidir?
Alkali beslenmenin bir diğer önemli kriteri, sağlıklı su tüketmektir. Gün içerisinde tükettiğimiz suyun kalitesi de bedenin alkali hale gelmesinde oldukça etkilidir. Damacana sularının pH ve mineral dengeleri biyolojik yapıya uygun olmadığından alkali beslenmede çeşitli yöntemlerle su alkali hale getirilebiliyor. Suyu alkali hale dönüştürmek için 2 litre suya 1 çay kaşığı İngiliz karbonatı eklemeniz yeterlidir. Bir diğer alternatif ise her gün bir su bardağı suyu içine birkaç damla limon sıkarak biraz da doğal Himalaya tuzu ya da deniz tuzu koyarak tüketmektir. Limon her ne kadar asidik bir besin olsa da limonun içerisinde bulunan mineral tuzlar aside rağmen limona alkali değeri vermekte. Alkali su tüketimi, vücutta biriken asidik toksinleri nötralize eder ve alkali dengeye katkı sağlar.

resim347559



Alkali değeri en yüksek besinler nelerdir?
Alkali beslenmede içeriğinde magnezyum, demir, potasyum gibi mineralleri bulunduran doğal ve işlenmemiş besinleri bolca tüketmek gerekmektedir. Fosfor, bakır ve sülfür içeren besinler ise daha asidik bir yapıya sahip oldukları için daha az tüketilmelidir. Bu beslenme düzeninde en önemli kural, vücuda giren antioksidan miktarını arttırarak hem hücrelerin hem de bağışıklık sisteminin onarılmasına katkı sağlamaktır.


Meyve ve sebzeler, tohumlar, baklagiller, baharatlar alkali beslenmede en çok tercih edilen besinler arasında yer alıyor. Alkali besinler arasında avokado, brokoli, limon, zencefil, greyfurt, salatalık, ıspanak, enginar, kereviz, fesleğen, salatalık, havuç, pazı, pancar, Brüksel lahanası, karalahana, kırmızılahana, kırmızı soğan, sarımsak, soğan, maydanoz, bamya, turp, yeşil yapraklı sebzeler, meyveler ile çiğ badem ve badem sütü öne çıkıyor. Yapay tatlandırıcılar, ayçiçek yağı ve mısır özü yağı gibi trans yağlar; un, rafine şeker, asitli içecekler, işlenmiş gıdalar, paketli yiyecekler ise asidik besinler arasında sayılıyor.



Alkali gıdaların bazılarının PH seviyesi ise şöyle:
* Limon - 9.9 pH.
* Kireç - 8.2 pH.
* Avokado - 15.6 pH.
* Sarımsak - 13.2 pH
* Mango - 8.7pH.
* Mandalina - 8.5pH.
* Ananas - 12.7 pH.
* Karahindiba - 22.7 pH.
* Turuncu - 9.2 pH.

Özel Haber
Banu Barlas


Kaynak: Banu Barlas